Velilerin Şikayetleri ve Mevzuat Aykırılıkları
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, özellikle kademe başlangıç sınıflarında (anaokulu, 1, 5 ve 9. sınıflar) velilerden mevzuata aykırı şekilde yüksek ücretler talep edildiği tespit edildi. Şikayetler arasında, sadece eğitim ücretlerinde değil, etüt, kitap, kırtasiye, kıyafet ve yemek hizmetleri gibi eğitim dışı kalemlerde de hizmetin maliyetini aşan ücretlendirmeler yer aldı.
MEB, Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'nde (MEBBİS) yer alan son iki yılın verilerini inceleyerek bu durumun sistematik bir sorun haline geldiğini ortaya koydu. Özellikle Türkiye genelinde faaliyet gösteren özel okullarda belirgin bir şekilde haksız fiyat uygulamaları tespit edildi.
Mevzuat Değişiklikleri ve Yaptırımlar
MEB, 3 Ocak 2025'te yapılan mevzuat değişiklikleriyle özel okulların ilan edecekleri öğrenim ücretlerini sıkı bir şekilde düzenledi. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'ne eklenen yeni hüküm, okulların kademe başlangıcı için fahiş fiyat artışı yapmasını yasakladı. Ayrıca, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 12. maddesi çerçevesinde okulların yalnızca kar amacı güden bir yapı olamayacağı vurgulandı.
Bu düzenleme, özel okulların sundukları eğitimin kalitesini artırmaya yönelik çalışmaları teşvik ederken, velilerin ekonomik mağduriyet yaşamalarını önlemeyi hedefliyor. Ancak, bazı özel okulların bu düzenlemeye rağmen kar odaklı hareket ettiği ve mevzuatı ihlal ettiği belirlendi.
Ticaret Bakanlığı da Devrede
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanı sıra Ticaret Bakanlığı da, haksız fiyat artışı yapan özel okulları takip ederek yaptırımlar uygulamaya hazırlanıyor. Bu işbirliği, velilerin ekonomik çıkarlarının korunması açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
Eğitimde Kazanç mı, Kalite mi?
Türkiye'deki özel eğitim sektörünün, veliler ve öğrenciler üzerinde oluşturduğu mali yük, yıllardır tartışmalı bir konu. Bu durum, kurumsal denetim eksikliğinin ve regülasyonların etkin uygulanamamasının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Özel sektörün eğitimdeki payı artırılırken, bu alanın kamu yararı gözetilerek sıkı şekilde denetlenmesi gerektiği açıktır.
Velilerin ekonomik zorluklar yaşadığı bir dönemde, özel okulların "kar maksimizasyonu" hedefinden uzaklaşarak eğitimin niteliğini artırmaya odaklanması, sosyal sorumluluk ve uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından daha doğru bir yaklaşım olacaktır.